Advert
Advert

Kanser hastalarında teşhisten yıllar öncesinden görülen ortak durum

Kanser hastalarında teşhisten yıllar öncesinden görülen ortak durum
Advert
Yayınlama: 25.09.2024
2
A+
A-

Stres ve Kanser: Ciddi Bir İlişki mi?

Sigara, alkol ve sağlıksız beslenme gibi zararlı alışkanlıklar, yıllarca süren benimsemeler sonucu kanser riskimizi artırıyor. Bu alışkanlıkların DNA’mıza zarar vererek bağışıklık sistemimizi zayıflattığı ve tümörlerin gelişmesi için uygun bir ortam yarattığı kabul ediliyor. Son dönemde yapılan araştırmalar ise kanserin yalnızca bu alışkanlıklarla sınırlı olmadığını ve travmatik olayların da önemli bir rol oynayabileceğini öne sürüyor.

Tek Bir Travmatik Olayın Etkisi

Bazı bilim insanları, acı dolu bir boşanma, ailede beklenmedik bir ölüm veya ciddi bir kaza gibi tek seferlik bir travmatik olayın, yıllar sonra ortaya çıkabilecek ölümcül bir hastalığın gelişimiyle ilişkili olabileceğine inanıyor. 2019 yılında yapılan bir araştırmada, travmatik olaylar yaşayan ve travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtileri gösteren kadınların, travma yaşamayan kadınlara oranla yumurtalık kanseri riskinin iki kat daha fazla olduğu bulundu. Bu, travmanın uzun vadede kanser riskini artırabilecek ciddi bir etken olabileceğini gösteriyor.

2022 yılında 278 hasta üzerinde yapılan bir başka araştırma ise baş, boyun ve pankreas kanseri teşhisi konulan hastaların çoğunluğunun, kanseri tespit edilmeden önceki beş yıl içinde farklı bir büyük stresli yaşam olayı yaşadığını ortaya koydu.

Çelişkili Bulgular

Kanser ve stres arasındaki ilişki, tüm araştırmacılar arasında net bir şekilde kabul görmüş değil. 2016 yılında Birleşik Krallık’ta 100.000’den fazla kadın üzerinde yürütülen bir araştırma, olumsuz yaşam olayları ile meme kanseri riski arasında herhangi bir bağlantı bulamadı. Bu tür çalışmalar, stresin kansere yol açma konusunda bazı uzmanların daha temkinli yorumlar yapmasına neden oldu. Harvard Üniversitesi’nden Dr. Andrea Lynne Roberts, bu bağlantının bilimsel olarak güçlü olmadığını savunan uzmanlardan biri. Roberts’a göre stresin kalp hastalığıyla olan bağlantısı, kanserle olan bağlantısından çok daha belirgin.

Stresin Vücut Üzerindeki Yıkıcı Etkileri

MD Anderson Entegre Tıp Programı Direktörü Dr. Lorenzo Cohen’e göre, uzun süreli stres, vücudun kanser de dahil olmak üzere çeşitli hastalıklara karşı savunmasını zayıflatıyor. Kısa süreli stresin vücudun işleyişini bozmadığı bilinse de, kronik stres bağışıklık sistemine zarar verebiliyor. Cohen, vücudun sürekli olarak kortizol ve adrenalin gibi stres hormonları üretmesinin, bağışıklık sistemini baskılayarak kansere karşı savunmayı zayıflattığını belirtiyor.

Advert

Kronik stres, vücudun doğal savunma mekanizmalarını uzun vadede zayıflatan önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Stres altındaki vücut, bağışıklık sistemine daha az enerji yönlendiriyor ve bu durum kanserin büyümesini kolaylaştırabiliyor. MD Anderson’dan Dr. Anil Sood, kronik stresin kansere nasıl katkıda bulunabileceğini açıklarken, stresin hücresel düzeyde değişiklikler yaratarak kanser riskini artırabileceğine dikkat çekiyor.

Stres ve Zararlı Alışkanlıklar

Stresli dönemlerde, insanların sigara, alkol ve sağlıksız yiyeceklere yönelme olasılığı daha yüksek oluyor. Ulusal Kanser Enstitüsü’ne göre, bu tür zararlı alışkanlıklar da kanser riskini artırıyor. Ancak, bu stres ve alışkanlıkların kanserle olan ilişkisi karmaşık ve her durumda kesin bir bağlantı kurmak zor.

Kanser hastaları, teşhis sonrası sıklıkla kendilerini suçlama eğiliminde olabiliyor. City of Hope Kanser Merkezi’nde çalışan onkolog Dr. Daniel Bruetman, "Belki daha az stres yaşasaydım kanser olmazdım" düşüncesinin yaygın olduğunu ancak bu düşüncenin doğru olmadığını söylüyor. Genetik, yaşam tarzı ve diğer faktörler, stresin ötesinde kanser riskinde çok daha büyük rol oynayabilir. Kanserin karmaşık bir hastalık olduğunu ve tek bir faktöre bağlanmaması gerektiğini belirten uzmanlar, hastaların kendilerini suçlamaktan kaçınmalarını öneriyor.

Kronik Stresi Yönetmek Mümkün mü?

Kronik stresin yönetimi, sağlıklı kalmak için atılması gereken önemli bir adım. Dr. Lorenzo Cohen’e göre, stresle başa çıkmak, terapi, meditasyon, düzenli egzersiz ve uyku alışkanlıklarını iyileştirmek gibi yöntemlerle mümkün. Özellikle kaliteli uyku, stresle mücadelede en etkili silahlardan biri olarak öne çıkıyor. Dr. Cohen, her gece sekiz saat uyumanın, stresle baş etmenin en iyi yollarından biri olduğunu vurguluyor.

Sonuç olarak, stres ve kanser arasındaki ilişki, halen bilim dünyasında tartışmalı bir konu. Ancak uzmanlar, stresin genel sağlığı etkileyebileceğini ve kronik stresin özellikle bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz sonuçlar doğurabileceğini kabul ediyor. Bu yüzden, hayatımızdaki stresi yönetmek, yalnızca kansere karşı değil, diğer birçok sağlık sorununa karşı da etkili bir önlem olabilir.

Advert
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.