Advert
Advert

Donörle dünyaya gelen çocuklar hakkında çarpıcı araştırma

Donörle dünyaya gelen çocuklar hakkında çarpıcı araştırma
Advert
Yayınlama: 08.07.2024
5
A+
A-

Yumurta veya Sperm Donör Yoluyla Dünyaya Gelen Kişilerin Anne-Baba Bilgileri Hakkındaki Acıları

Yapılan kapsamlı bir araştırma, yumurta veya sperm donörlerinin yardımıyla dünyaya gelen yetişkinlerin, genetik mirasları hakkında yetersiz veya gecikmeli bilgilendirilmenin yol açtığı benzersiz zorluklar yaşadığını ortaya koydu.

King’s College London’daki araştırmacılar, bağışlanan genetik materyalle gebe kalmış 4.666 kişinin verilerini inceleyerek bulgular elde etti. Çalışma, bu kişilerin karşılaştığı zorlukların, anne baba bilgileriyle ilgili gizlilik ve anonimlik uygulamalarından kaynaklandığını ortaya çıkardı.

Bununla birlikte, araştırmacılar, donör gebeliği yoluyla doğan kişilerin, ebeveynlerinin kimliği hakkında erken yaşlarda bilgilendirildiklerinde daha olumlu duygular yaşadıklarını tespit etti.

İngiltere’de 1991’den bu yana kayıtlar tutuluyor ve bu tarihten itibaren donör yardımıyla doğan kişi sayısı 70.000’e ulaştı. Ancak daha önce doğan önemli sayıda kişi de bulunuyor.

Çalışma, büyüme çağındaki donör gebeliği çocuklarının uzun vadeli psikolojik sonuçlarına ilişkin bilgilerin sınırlı olduğunu ortaya koydu. Bazı kişiler, DNA veya soy testi yaptırıncaya kadar genetik miraslarını öğrenemiyorlar. Bu durum, aynı donörden birçok üvey kardeşlerinin varlığını keşfetmelerine yol açabiliyor.

Advert

Anne-Baba Kimliğinin Gizliliği ve Psikolojik Zorluklar

Birleşik Krallık yasalarına göre, donör yoluyla doğan her kişi, 18 yaşına geldiğinde donörü hakkında isim ve adres gibi bilgiler edinme hakkına sahiptir. Ancak bu uygulama 2005 yılında yürürlüğe girmiştir ve bu tarihten önce doğan kişiler için bu bilgiye erişim garantisi yoktur.

Mevcut yasalara rağmen, donör gebeliğiyle doğan bir kişiye gerçek kökenini söyleyip söylememe kararı yetiştiren ebeveynlere bırakılmıştır.

Ruh Sağlığı Etkileri

British Journal of Obstetrics and Gynaecology dergisinde yayınlanan bir inceleme, donör yoluyla doğan çocukların ve yetişkinlerin ruh sağlığına ilişkin 50 çalışmayı araştırdı. Çalışma, çoğunlukla İngilizce konuşulan yüksek gelirli ülkelerden toplanan 4.666 donör gebeliği içeren bireyi kapsıyordu.

Araştırmacılar, çalışmaların büyük çoğunluğunun, donör yoluyla doğan çocukların, donör olmayan çocuklara kıyasla ruhsal ilişkilerinde daha yüksek veya benzer puanlar aldığını gösterdiğini buldu. Çalışmanın kıdemli yazarı ve kadın sağlığı uzmanı Profesör Susan Bewley, bunun donör yoluyla doğan çocukların daima kendilerini isteyen ailelerin bir parçası olmalarından kaynaklanabileceğini öne sürdü.

Bewley, "Donör yoluyla doğan çocuklar her zaman planlı ve arzulanmışlardır, çünkü ebeveynlerinden birinin veya birkaçının doğurganlık sorunları vardır. Bu durum, aileleriyle daha iyi ilişkiler kurmalarını ve daha yüksek refah düzeylerine sahip olmalarını açıklar" dedi.

Psikolojik Zorluklar ve Ebeveynlik Bilgileri

Ancak çalışma aynı zamanda, donör yoluyla doğan kişilerin, anne-baba kimlikleriyle ilgili gizlilik ve anonimlik nedeniyle psikolojik zorluklar yaşayabileceklerini de ortaya koydu. Bu zorluklar arasında şunlar yer alabilir:

  • Kimlik karmaşası
  • Aidiyet eksikliği
  • Kaygı ve depresyon
  • Kendini değersiz hissetme

Sonuç

Yapılan araştırma, donör yoluyla doğan kişilerin anne-baba bilgileriyle ilgili konularda benzersiz zorluklar yaşadıklarını vurgulamaktadır. Anne-baba kimliklerinin erken ve hassas bir şekilde açıklanması, bu kişilerin sağlıklı ruhsal ilişkiler geliştirmesine ve kimliklerini daha net bir şekilde oluşturmalarına yardımcı olabilir. Bu konuda, donör gebeliği sürecine dahil olan tüm tarafların, gizlilik ve anonimlik ile açıklık ve dürüstlük arasındaki dengeyi dikkatlice düşünmeleri büyük önem taşımaktadır.

Advert
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.