Evrenin İlk Çağlarında “Galaksi Katili” Süperkütleli Kara Delik Keşfedildi
James Webb Uzay Teleskobu, evrenin çok eski zamanlarına ait büyüleyici bir keşifle bilim dünyasını sarstı. Astronomlar, galaksilerin “ölümüne” neden olan ve yıldız oluşumunu engelleyen güçlü rüzgarlar üreten bir süperkütleli kara delik tespit etti. Bu buluş, evrenin henüz emekleme dönemindeyken meydana gelen dehşet verici bir yıkımı gözler önüne seriyor.
J1007+2115: Galaksi Katili
J1007+2115 olarak adlandırılan bu kara delikten kaynaklanan güçlü rüzgarlar, galaktik ölçekte bir felaketin habercisi. Bu rüzgarlar, yaklaşık 7.500 ışık yılı boyunca uzanıyor ve ışık hızının yaklaşık 6.000 katı hızla yılda 300 güneş kütlesine eşit madde taşıyor. Bu kasırga gücündeki rüzgarlar, galakside yıldız oluşumu için gerekli olan gazı süpürerek onu “öldürüyor”.
Süperkütleli Kara Delikler ve Aktif Kuasarlar
Süperkütleli kara delikler, çevrelerindeki gaz ve toz bulutlarını yutarak beslenirler. Bu madde kara deliğin inanılmaz çekim gücüne çekilerek ısınır ve parlak bir ışık yayar. Bu tür parlak yapıların adı aktif galaktik çekirdeklerdir (AGN) ve uzak mesafelerden görülebilirler. J1007+2115, böyle aktif bir kuasardır.
James Webb’in Açığa Çıkardığı Gerçek
James Webb Uzay Teleskobu sayesinde bilim insanları, bu kuasardan fışkıran madde akışının inanılmaz hızlara, saatte yaklaşık 7,6 milyon kilometreye ulaştığını belirledi. Kuasarı barındıran galaksi, yıldız oluşumunu destekleyen bol miktarda moleküler gaz ve toz içeriyordu. Ancak galaksinin ışığının bize ulaşması 13,1 milyar yıl sürüyor, bu da yıldız oluşumunun muhtemelen çoktan sona erdiğini gösteriyor.
Rüzgarın Etkileri
Bu güçlü rüzgarlar sadece yıldız oluşumunu boğmakla kalmıyor, aynı zamanda kuasarı besleyen kara deliğin büyümesini de engelliyor. Bu buluş, evrendeki galaksilerin nasıl oluştuğu ve geliştiği konusundaki anlayışımızı yeniden şekillendiriyor.