Advert
Advert

Ozan Bingöl yazdı: İşçiye, emekçiye, memura bir darbe de vergi tarifesinden

Ozan Bingöl yazdı: İşçiye, emekçiye, memura bir darbe de vergi tarifesinden
Advert
Yayınlama: 14.07.2024
8
A+
A-

Korunaklı Oranlar Kaybı: Ücretlilere Adaletsiz Bir Vergilendirme Sistemi

Enflasyon dönemleri, dar gelirlileri ve ücretlileri en çok vuran kesimdir. Varlık sahiplerinin servetleri enflasyonla birlikte değerlerini korurken, yüksek faizlerden de kazanç sağlarlar. Ancak, “maaş bağımlılarına” ait maaşlar, enflasyonla birlikte hızla erimektedir.

Türkiye’de ücretlilerin enflasyonla birlikte eriyen maaşları, maaş artışlarına paralel şekilde ayarlanmayan gelir vergisi dilimleriyle de daha da azalmaktadır. Sadece maaşlar değil, yemek istisna hakları gibi diğer istisnalar da aşınarak yok olmaktadır.

Düşük Artışlar Vergi Adaletini Bozuyor

Anayasa’da da belirtildiği üzere, mali güce göre vergilendirme esastır. Ancak, vergi uygulamaları bu ilkeyi desteklemiyor, aksine bozuyor. Önemli bir örnek, tarife dilimi sistemidir.

Advert

Tarife Dilimi Nedir ve Neden Önemlidir?

Ücret gelirleri, Gelir Vergisi Kanunu’na göre artan oranlı tarife dilimi yoluyla vergilendirilir. 2024 yılı için gelir vergisi tarifesi şöyledir:

  • 110.000 TL’ye kadar %15
  • 230.000 TL’nin 110.000 TL’si için 16.500 TL, fazlası %20
  • 870.000 TL’nin 230.000 TL’si için 40.500 TL fazlası %27
  • 3.000.000 TL’nin 870.000 TL’si için 213.300 TL, fazlası %35
  • 3.000.000 TL’den fazlasının 3.000.000 TL’si için 958.000 TL, fazlası %40

Bir ücretlinin elde ettiği ücret gelirine, ilk dilime kadar %15 üzerinden vergi uygulanır. Bu dilim aşıldığında, daha yüksek oranlar uygulanır ve net maaş düşer.

Düşük Tarife Dilimleri Gizli Vergi Zammıdır

Tarife dilimleri, ücretlilerin net maaşlarını azaltan bir unsurdur. Bu dilimler, ücretlilerin kısa sürede üst dilimdeki vergi oranına tabi olmasına neden olur. Bu da daha fazla vergi ödemek anlamına gelir ve gizli bir vergi zammı oluşturur.

Tarife dilimleri yıllardır olması gereken düzeyin altındadır. Mevzuat gereği, yeniden değerleme oranının %5’i aşmayan kesirleri tarife dilimi artışında dikkate alınmamaktadır. Ancak, diğer vergi artışlarında kuruşun binde birine kadar hassasiyet gösterilmektedir.

Asgari Ücretin 21 Katından 5,5 Katına Düştü

2000 yılında gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi, aylık brüt asgari ücretin 21 katına denk geliyordu. 2010’dan itibaren ilk gelir dilimi, asgari ücretin bir yıllık brüt tutarının altına düşmeye başladı. 2024 yılında, 5,5 aylık brüt asgari ücret tutarı, gelir vergisi tarifesinin ilk dilime eşit olmaktadır. Bu, tarife dilimlerinin maaş artış oranını takip edemediği ve ücretlilerin maaş artışlarının bir kısmını vergi olarak ödemek zorunda kaldığı anlamına gelmektedir.

Çalışanların Vergi Kaybı Ne Kadar?

2000 yılında gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi, brüt asgari ücretin 21 katı idi. Bugüne uyarlandığında, bu oranın %420.000 olması gerekir. Ancak, 2024 yılı için ilk gelir dilimi sadece %110.000’dir. 2000 yılında ikinci gelir dilimi birinci gelir diliminin 2,5 katı idi. Buna göre ikinci gelir dilimi de 1.050.000 TL olmaktadır. Bu, 2000 yılındaki sistemde çalışanların ilk vergi dilimine matrahları 420.000 TL’yi aştığında girecekleri anlamına gelir. Örneğin, brüt maaşı 40.000 TL olanlar yıl boyunca aynı oran üzerinden vergilenecek ve çoğu çalışan bir üst dilime geçmeyecektir.

Özgünleştirilmiş tablo ve verilerle yapılan hesaplamalar, ücretlilerin tarife dilimi nedeniyle uğradığı kaybın oldukça büyük olduğunu göstermektedir. Bu kayıp, bir yıllık dönemde bile önemli tutarlara ulaşmaktadır ve son 24 yıl için yapılan hesaplamada daha da büyüyecektir.

Tarife Dilimi Zulmüne Neden Son Verilmiyor?

Bu tablo, vergi sisteminin çalışanların aleyhine olduğunu açıkça göstermektedir. Ücretlilere gizli vergi zammı uygulanırken, diğer birçok vergi artışında hassas davranılmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanı, vergi adaletinden bahsetmesine rağmen, tarife dilimi adaletsizliğine son verecek bir düzenlemeyi neden torba yasalara eklememektedir?

Ücretlilerin talebi, yeni istisnalar değil, yıllarca gizli gizli ellerinden alınan gelir kayıplarının karşılanmasıdır. Bu haklı talebe hayır demek mümkün müdür?

Yıllardır işçiye, emekçiye ve memura tarife dilimiyle zulmedenler, hayat pahalılığıyla sınayanlar ve enflasyon canavarıyla baş başa bırakanlar, “vergi adaletini tesis edecekleri” vaadinde bulunsunlar bile inanmayalım.

Advert
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.