Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu’nun (PPK) 27 Haziran 2024 tarihindeki toplantısından bir özet yayımladı. Toplantıda global ekonomi, parasal ve finansal piyasalar, talep ve üretim dinamikleri ile enflasyon gelişmeleri kapsamlı bir şekilde ele alındı.
Özet, küresel ekonominin yavaşladığını, özellikle enerji ve emtia fiyatlarındaki yükselişin baskı yarattığını bildirdi. Küresel enflasyon oranlarının yüksek seviyelerde kaldığı ve merkez bankalarının sıkılaştırma politikaları uyguladığına dikkat çekildi.
TCMB, sıkılaştırma politikalarının krediler ve iç talep üzerindeki etkilerinin yakından takip edildiğini belirtti. Kredi büyümesinin yavaşladığı, mevduat piyasalarında istikrarın sağlandığı bildirildi. Ayrıca, parasal aktarım mekanizmasının öngörülemeyen piyasa gelişmelerine karşı makro ihtiyati araçlarla destekleneceği vurgulandı.
Özet, iç talebin enflasyon raporunda öngörülen ölçüde yavaşlamadığına işaret etti. Tüketim harcamalarındaki artışın sürdüğü, buna karşılık yatırım harcamalarının azaldığı belirtildi. Üretim tarafında kapasite kullanım oranlarının yüksek seyrettiği, ancak bazı sektörlerde yavaşlamanın görüldüğü kaydedildi.
TCMB, enflasyonun yüksek seyrinin ısrarcı bir yapıya büründüğünü ifade etti. Hizmet enflasyonundaki yükseklik, enflasyon beklentilerinin yüksek kalması, jeopolitik riskler ve gıda fiyatlarındaki artışın enflasyonist baskıları canlı tuttuğu belirtildi.
Eğitim hizmetlerinde özel üniversite ücretlerine bağlı olarak enflasyonun Eylül ayında daha da artabileceği öngörüldü. Benzer şekilde, belirli hizmet kalemlerinde enflasyonun bir süre daha yüksek kalma riski vurgulandı.
TCMB, enflasyon hedefini kalıcı olarak yüzde 5’e indirmenin temel politika önceliği olduğunu yineledi. Bankanın gerekli tüm adımları atacağı ve enflasyonla kararlılıkla mücadele edeceği ifade edildi.
Bankanın, yakın dönem tüketici enflasyonu gerçekleşmelerini dikkate alarak ve piyasa dinamiklerini izleyerek para politikası duruşunu ayarlayacağı bildirildi. Enflasyon risklerinin değerlendirilmesi ve politika faizinin gelecekteki yönü hususunda gerektiğinde ilave adımlar atılabileceği vurgulandı.